Hava Hukuku Özel Hukuk mu?
Gökyüzüne Dair Bir Merak
Gökyüzüne baktığınızda aklınıza ne geliyor? Kimi için özgürlük, kimi için teknoloji, kimi içinse güvenlik. Ancak hukukçular için gökyüzü, düzenlenmesi gereken bir alan. Uçakların, havaalanlarının, yolcuların ve şirketlerin haklarını kim koruyor? İşte burada hava hukuku devreye giriyor. Peki ama bu hukuk dalı özel hukuk kapsamında mı, yoksa kamu hukukuna mı daha yakın?
Hava Hukukunun Doğuşu
20. yüzyılın başlarında, Wright Kardeşlerin ilk uçuşunu gerçekleştirmesiyle beraber insanlık yeni bir çağ açtı. Uçakların sadece havada süzülmesi değil, kısa sürede ticari faaliyetlere katılması, hukukun da gökyüzüne çıkmasına neden oldu. 1919 Paris Konvansiyonu ve 1944 Chicago Konvansiyonu, devletlerin hava sahasını nasıl kullanacağını belirledi. Yani hava hukuku, en başta devletler arası bir mesele olarak kamu hukuku karakteri taşıyordu.
Özel Hukuk Boyutu
Fakat iş sadece devletler arası anlaşmalarla sınırlı kalmadı. Bir yolcunun uçakta yaşadığı hak ihlali, bir şirketin leasing yoluyla uçak kiralaması, havayolu ile bagaj kaybı sorunu… Bunlar tamamen özel kişiler arasındaki ilişkilerdi. Dolayısıyla hava hukukunun önemli bir kısmı da özel hukuk alanında yer buldu.
Örneğin:
Montreal Konvansiyonu (1999), yolcu haklarını ve havayolu şirketlerinin sorumluluklarını düzenler. Burada yolcunun havayolu şirketine açacağı tazminat davası, özel hukuk ilişkisi olarak karşımıza çıkar.
Uçak finansmanı ve sigortaları da tamamen özel hukuk düzenlemeleriyle yürür.
Kamu Hukuku Boyutu
Diğer yandan hava sahasının devletin egemenlik alanı içinde olması, hava trafiğinin denetlenmesi ve uçuş güvenliği kurallarının konması ise kamu hukukunun konusudur. Bir devlet, kendi hava sahasına izinsiz giren bir uçağı engelleme yetkisine sahiptir. Bu, bireylerin değil devletlerin yetkisini gösterir.
Hibrit Bir Alan
Hava hukuku aslında tek bir kalıba sığmaz. Hem kamu hukukunun otoritesini, hem özel hukukun taraflar arası dengelerini içinde barındırır. Akademisyenler bu nedenle hava hukukunu “karma” ya da “özel hukuka daha yakın, ancak kamu hukuku unsurları da güçlü” bir alan olarak tanımlar.
Bir örnek üzerinden düşünelim:
Bir yolcu bavulunun kaybolduğunu iddia ederek havayoluna dava açarsa, bu özel hukuk ilişkisidir.
Aynı uçuşta hava sahasında radar denetimi yapılıyorsa, bu kamu hukuku düzenidir.
İşte hava hukukunu ilginç kılan da bu çift yönlü yapısıdır.
Günümüz Dünyasında Hava Hukuku
Bugün yılda yaklaşık 4,5 milyar yolcu uçaklarla seyahat ediyor. Her bir yolculuk, potansiyel olarak özel hukuk uyuşmazlıkları doğurabiliyor. Aynı zamanda drone teknolojisi, insansız hava araçları ve uzay turizmi gibi gelişmeler, hava hukukunun sınırlarını genişletiyor. Artık sadece gökyüzü değil, uzay da hukukun konusu.
Sonuç: Hava Hukuku Hangi Tarafta?
Kısaca söylemek gerekirse: Hava hukuku hem özel hukuku hem kamu hukukunu kapsayan karma bir alandır. Yolcular, şirketler ve sigorta kurumları söz konusu olduğunda özel hukuk; hava sahasının egemenliği ve güvenliği gündeme geldiğinde kamu hukuku devreye girer.
—
Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Sizce hava hukuku gelecekte daha çok hangi yöne evrilecek? Özel hukuk ağırlıklı ticari düzenlemeler mi öne çıkacak, yoksa kamu hukukunun güvenlik ve egemenlik boyutu mu daha baskın olacak? Yorumlarda fikirlerinizi paylaşın; gökyüzüne dair bu sohbeti birlikte büyütelim.